Panik Bozukluk

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı
Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi Bilim Dalı
Hasta ve Hasta Yakınlarına Yönelik Bilgi Kılavuzu


PANİK BOZUKLUK

 

Önemli not;
Bu broşür sizin şikayetlerinize tanı koymak üzere hazırlanmamıştır, ancak aşağıda tariflenen semptomlar sizde varsa sizi takip eden doktorunuza veya bir psikiyatriste başvurmanız önemlidir.
Panik bozukluk tedavi edilebilir bir hastalıktır ve hastalık süresince yaşadığınız sıkıntılarınızın tedavi edilmesi yaşam kalitenizde belirgin bir iyilik hali sağlayacaktır.Panik atak nedir?

  • Başta “panik bozukluk” olmak üzere,bir çok psikiyatrik bozuklukta ve bazı fiziksel hastalıklarda (tiroid bezinin aşırı çalışması, kan şekeri düşüklükleri, enfeksiyon hastalıkları, kansızlık gibi…) görülebilen; aniden beklenmedik bir anda, herhangi bir yerde ortaya çıkan; yoğun kaygı-bunaltı ve korku duyguları ile gözlenen bir durumdur.
  • Bu durum bazen kişiye öylesine yoğun bir korku ve rahatsızlık duygusu yaşatır ki; kötü bir şey olacağı veya sonunun geldiğini, öleceğini hisseder. Bu durumu yaşayan kişi ise, o ortamdan  ve durumdan kaçma, uzaklaşma davranışı gösterir. Çoğu zaman bir an önce yardım alınabilecek bir sağlık kuruluşuna müracat edilir.
  • Ataklar beklenmedik zamanlarda ortaya çıkabileceği gibi, daha önceden korkulan kedi-köpek görme gibi duruma bağlı da ortaya çıkabilir.
  • Panik hastalarının çoğunluğu psikiyatri dışı hekimlere başvurmaktadır. Görülen belirtiler otonomik ve fiziksel belirtiler olduğundan hastalar kalp hastalıkları olduğunu düşünebilmektedir. İlk başvurular bu yüzden genellikle dahili branşlara olmaktadır.

Panik ataklarının toplumda görülme oranı;

  • Başta “panik bozukluk” olmak üzere,bir çok psikiyatrik bozuklukta ve bazı fiziksel hastalıklarda (tiroid bezinin aşırı çalışması, kan şekeri düşüklükleri, enfeksiyon hastalıkları, kansızlık gibi…) görülebilen; aniden beklenmedik bir anda, herhangi bir yerde ortaya çıkan; yoğun kaygı-bunaltı ve korku duyguları ile gözlenen bir durumdur.
  • Bu durum bazen kişiye öylesine yoğun bir korku ve rahatsızlık duygusu yaşatır ki; kötü bir şey olacağı veya sonunun geldiğini, öleceğini hisseder. Bu durumu yaşayan kişi ise, o ortamdan ve durumdan kaçma, uzaklaşma davranışı gösterir. Çoğu zaman bir an önce yardım alınabilecek bir sağlık kuruluşuna müracat edilir.
  • Ataklar beklenmedik zamanlarda ortaya çıkabileceği gibi, daha önceden korkulan kedi-köpek görme gibi duruma bağlı da ortaya çıkabilir.
  • Panik hastalarının çoğunluğu psikiyatri dışı hekimlere başvurmaktadır. Görülen belirtiler otonomik ve fiziksel belirtiler olduğundan hastalar kalp hastalıkları olduğunu düşünebilmektedir. İlk başvurular bu yüzden genellikle dahili branşlara olmaktadır.

Panik Atak;

Aşağıdaki semtomlardan dördünün (ya da daha fazlasının) birden başladığı ve on dakika içinde en yüksek düzeye ulaştığı, ayrı bir yoğun korku ya da rahatsızlık duyma döneminin olması:

  1. Çarpıntı, kalp atımlarının duyumsama ya da kalp hızında artma olması
  2. Terleme, titreme ya da sarsılma
  3. Nefes darlığı ya da boğuluyor gibi olma duyumları
  4. Soluğun kesilmesi
  5. Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkıntı hissi
  6. Bulantı ya da karın ağrısı
  7. Baş dönmesi, sersemlik hissi, düşecekmiş ya da bayılacakmış gibi olma
  8. Derealizasyon (gerçekdışılık duyguları) ya da depersonalizasyon (benliğinden ayrılmış olma)
  9. Kontrolünü kaybedeceği ya da çıldıracağı korkusu
  10. Ölüm korkusu
  11. Paresteziler (uyuşma ya da karıncalanma duyumları)
  12. Üşüme,ürperme ya da ateş basmaları

Panik Bozukluğu için tanı ölçütleri;

Yukarıda semptomları sayılan yineleyen beklenmedik panik ataklarının yanı sıra en az bir aydır hastada aşağıdaki belirtiler varsa panik bozukluğu tanısı konur. (a) başka atakların da olacağına ilişkin sürekli bir kaygı
(b) atağın yol açabilecekleri ya da sonuçlarıyla (örn. kontrolünü kaybetme, kalp krizi geçirme, “çıldırma”) ilgili olarak üzüntü duyma
(c) ataklarla ilişkili olarak belirgin bir davranış değişikliği gösterme

Bu panik atakların kullanılan bir maddeye ya da bir hastalığa (örneğin; hipertroidi) ya da başka bir psikiyatri hastalığına bağlı olup olmadığını aydınlatmak ise hekimin görevidir.

Panik bozukluğu hastalığına bazı hastalarda agorafobi de eşlik edebilir.

Peki agorafobi nedir?

Agorafobinin belirgin özeliği; yalnız kalmaktan ya da kaçmanın zor olabileceği ve ani bir sorun yaşanacağından yardım alınamayacağı korkusu ile kalabalık, topluma açık yerlerde bulunmaktan duyulan korkudur. İşlek bir cadde, sinema, tiyatro, cami, tünel, asansör, toplu taşıma araçları, büyük kapalı alış veriş merkezleri en sık kaçınılan yerler ve durumlardır. Agorafobi yaşayan insanlar çoğu kez evden çıktıklarında mutlaka güvendikleri birinin kendilerine eşlik etmelerini ısrarla isterler.

Agorafobi panikle birlikte veya tek başına da olabilir.

Etyoloji (Sebepleri);

  • Genetik faktörler; Yapılan genetik ve aile çalışmaları panik bozukluğu olan hastaların birinci derecede yakınlarında panik bozukluğu ve panik atak görülme oranının %15-30 arası olduğunu bildirmiştir.
  • Biyolojik faktörler; Panik bozukluk tıbbi-psikiyatrik bir hastalıktır ve hangi nedenle başlarsa başlasın hastalık sırasında beyinde bazı kimyasal maddelerin miktarları ve birbirleri arasındaki denge bozulur. Hastalıkta görülen belirtiler de bu dengenin bozulmasına bağlı olarak ortaya çıkar.
  • Bu kimyasal maddeler beyin hücreleri arasındaki haberleşmeyi ve beynin bedenin diğer bölümleri ve organları ile haberleşmesini ve onları yönetmesini sağlar. Beyinde bu görevi gören yüzlerce kimyasal madde vardır. Bu maddelerin başlıcalarının isimleri serotonin ve noradrenalindir.
  • Panik atak sırasında hızlı soluk alıp vermeye bağlı olarak artan karbondioksit beyinde katekolamin ve noradrenerjik siklusu artırarak paniğe neden olur. Panik esnasında aşırı noradrenalin salgısı olmakta ve otonomik belirtileri ortaya çıkarmaktadır.(çarpıntı, ağız kuruluğu vs.
  • Psikodinamik faktörler; Kişinin o zaman kadar stersli olaylar karşısında kullandığı savunma mekanizmaları yetersiz kalıyorsa semptomlar ortaya çıkabilir.Bilişsel faktörler; Bedende herhangi bir sebeple ortaya çıkan belirtileri (örneğin, çarpıntı, uyuşma..) kişinin gereksiz ve tehlikeli olarak algılaması ve “çarpıtıp” ciddi rahatsızlıklar olarak değerlendirmesi paniğe yol açmaktadır. Herhangi bir anksiyete durumuna eşlik edebilecek önemsiz kalp atışı, baş dönmesi, ağız kuruluğu; kişi tarafından bayılacağı, öleceği, kalbinin duracağı şeklinde yorumlanır.

Panik bozukluğa eşlik eden diğer psikiyatrik ve biyolojik bozukluklar;

    • Panik bozukluğu hastalarında tabloya eşlik edebilen psikiyatrik bozukluklar aşağıdaki şekildedir.
    • Depresyon: Panik hastalarının %40-50 sinde depresyon da aynı zamanda görülebilmektedir.

Agorafobi:

    •  %50-70 oranında en sık görülen eş zamanlı bozukluktur.

Sosyal fobi:

    •  %10-15 oranda bulunur.

Somatoform bozukluk:

    •  %6-8 arasında eşlik eder.

Hipokondriyazis:

    •  Panik bozuklukta %20-30 oranında eşlik eder.

Madde kullanımı-Alkol kullanım bozukluğu:

    •  % 20-25 arasındadır. Diğer maddeler (yeşil reçete ilaçları uyarıcı ve uyuşturucu özelliği olan maddeler vs. ) %5-10 oranda değişmektedir.

Manik depresif bozukluk: 

    • Bu hastalığın panikle görülme oranı %10-12 arasındadır.

Genel anksiyete bozukluğu:

    •  Burada sürekli kötü bir şeyler olacağı kaygısı ve ” diken üzerinde olma” hali vardır. %15- 20 oranda görülebilir.

Obsesif – kompulsif bozukluk:

    •  Takıntı ve saplantıların olduğu (temizlik, kontrol, bulaşma takıntıları, tekrarlayıcı davranışlar )
  • Panik bozukluğu hastalarında tabloya eşlik edebilen diğer tıbbi hastalıklar aşağıdaki şekildedir.
    • Mitral valv prolapsusu: Kalp kapakçığı sarkması olan MVP’susu panik bozukluklu hastaların yaklaşık % 40-50’sinde bulunmaktadır.
    • Tiroid bezi anormallikleri (Halk arasında guatr) : Panik bozukluklu hastalarda tiroid fonksiyon bozuklukları daha sıktır “hipertiroidi” genel nüfusa göre yüksektir.
    • İrritabl kolon sendromu: Barsakların aşrı duyarlı olması hali ve barsak problemlerinin yaşanması da panik bozuklukla birlikte bulunabilmektedir. Anksiyete tedavisiyle bu hastalar düzelebilmektedir.
    • Akciğer hastalıkları: Müzmin tıkayıcı akciğer hastalıklarında %8-20 arası panik bozukluğu bulunmaktadır (Astım, bronşit, amfizem, allerjik akciğer hastalıkları….).
    • Migren: Migrenli olanların bir kısmında panik bozukluğu olabilmektedir. Baş ağrısı şikayeti olan erkek hastaların %12’sinde, kadınların ise %15’inde panik bozukluğu saptanmıştır.
    • Epilepsi (sara nöbetleri): Temporal nöbetlerde görülen korku, terör, yabancılaşma, farklı algılama, aşırı sıkılma ve taşikardi gibi belirtiler, panik atakta da görüldüğünden gözden kaçabilir. Ayrıca beynin sağ temporal bölümü alınan insanlarda panik benzeri belirtileri olabilmektedir. Bundan dolayı paniğin “temporalimbik” anormallik olduğu ileri sürülmektedir.
    • Hipoglisemi (kan şekeri düşüklüğü)
    • Feokromasitoma (Böbrek üstü bezi hastalığı, aşırı adrenalin salgısı yapar)
    • Kortizol hormonu yüksekliği
    • Vitamin eksiklikleri, kansızlıklar
    • Beyin tümörleri

Panik Bozuklukta Risk Faktörleri;

  • Birinci derece akrabalarında panik ya da başka anksiyete bozukluğu olanlar.
  • Sıkıntılı, telaşlı, aceleci, mükemmeliyetçi kişilik yapısına sahip olanlar
  • Düşünce ve duygularını yeterince dışarıya yansıtamayan insanlar
  • Alkol ya da başka bağımlılık yapabilen maddelere yatkınlık ve bağımlılık riski olanlar
  • Geçmişinde panik atak, diğer anksiyete bozukluklarından bir rahatsızlık ya da depresyon geçirmiş olanlar
  • Sosyal fobik, kaçıngan kişilik özelliklerine sahip olanlar
  • Sürekli “verici” davranma “iyilik meleği”gibi davranma “hayır” diyememe
  • Öfkesini, kızgınlığını dışarıya yansıtamayan insanlar
  • Aşırı hırslı, sürekli başarı ile beslenen, başarısızlıklarda kendisini suçlayan yapı..

Panik atak’ta klinik;

  • Çarpıntı. Kalp atışlarını duyumsama, kalbin yerinden fırlayacakmış gibi olması, göğüste basınç bazen sol kola yayılan ağrı ve uyuşmalar…
  • Terleme (sıcak –soğuk terleme, bazen üşüme bazen alevlerin basması hissi)
  • Titreme-sarsılma-itilme hissi
  • Boğulma ve nefes alamama hali (boğazda düğümlenme veya bir yumru, tıkanma hissi)
  • Soluğun kesilmesi (derin nefes alma ihtiyacı, havanın yetmemesi gibi hisler)
  • Göğüste daralma, sıkışma, ağrı
  • Bulantı, karında ağrı, şişkinlik, gaz oluşması, geğirti (bazen mideden başlayıp boğaza doğru yayılan rahatsızlık hali)
  • Baş dönmesi, sersemlik hissi, düşecekmiş ya da bayılacakmış gibi olma hali
  • Derealizasyon (gerçek dışılık duyguları panik yaşandığında olaylar bir sis perdesinin gerisinde algılanır, cisimler, küçülür her şey bulanıklaşır.
  • Depersonalizasyon (benliğinden ayrılmış olma hali: sanki bedenle ruh birbirinden ayrılıyor ve kişide kendisini hissedememe, algılayamama, kendisine yabancılaşma durumu oluşur….)
  • Panik anında kontrolünü kaybedeceği ya da çıldıracağı korkusu (kendisine çocuklara, çevreye zarar verme korkusu)
  • Ölüm korkusu
  • Ellerde, kollarda, bacaklarda başta ve birçok yerde uyuşmalar, yanmalar karıncalanmalar, diken diken olma halleri
  • Üşüme, ürperme ya da ateş basmaları

Hastaların panik atakla başaçıkabilmek için bulduğu yollar;

Panik Bozukluğu olan hastalar,yaşadıkları panik ataklar nedeniyle zamanla yaşamlarında bazı değişiklikler yaparlar . Çok şiddetli ölüm korkusu veya kontrolünü yitirme duygusu yaşadıklarından düşünce davranışlarında değişiklikler olur ve “Her an bana bir şey olabilir, düşüp bayılırım” korkusuyla aşağıdaki davranışları geliştirebilirler:

– Yanında su taşıma,
– Sürekli kalbini ve nabzını dinleme ve tutma,
– Tansiyon aletiyle dolaşma, sürekli tansiyonunu ölçme ve ölçtürme,
– Yakınlarının adreslerini, telefonlarını özel bir şekilde yanında taşıma,
– Panik atak yaşanır endişesiyle cinsel ilişkiden kaçma, sportif aktiviteleri bırakma,
– Sürekli yanında birilerinin bulunmasını isteme, yalnız kalamama, sokağa çıkamama, kalabalık, kapalı yerlere girememe, toplu taşıma vasıtalarına binememe…
– Bulunduğu muhitten uzağı gidememe,
– Tatile, seyahate çıkamama,
– Birçok sağlık sigortasına üye olup, kartları yanında taşıma,
– Bir yere gideceği zaman sağlık kuruluşlarının olduğu güzargahlardan gitme,
– Sık sık acil ünitelerine başvurup kalp grafikleri (EKG) çektirme, check
– up yaptırma,
– Berbere, diş hekimine gidememe,
– Boğazını sıkan bir şey giyememe,
– Cenaze arabası, ambulans, itfaiye aracı görünce, hastanelere gidince fenalaşma hissi,
– Uyanamama, uykuda panikle ölürüm diye uyumama, uykusunu kaçırma,
– Tansiyon yükselecek, kalp krizi geçirilecek veya felç kalınacak korkusu ile aşırı rejim diyet uygulaması,
– Tv’lerdeki, basındaki intihar, cinayet, felaket haberlerinden aşırı etkilenme, onlar gibi olma korkusu,
– Otomobilde panik yaşarım korkusu ile otomobiline binememe
– Uçağa, vapura binememe,
– Tek başına banyo yapamama, tuvalete gidememe, kapıda birisini bekletme,
– Bayılırım, ölürüm diye aylarca banyo yapamama,
– Panik krizi geçtikten sonra aşırı yorgunluk, keyifsizlik halinin ortaya çıkması.
– Tünellerden, köprülerden geçememe, yüksek yerlere çıkamama.
– Kendisini aşağı atma korkusu,
– Panik anında bayılırım korkusuyla organlarını ve cildini belli etmeyecek giysi giymek.
– Daha fazla güvenebileceği birilerinin yanına taşınma (aileden biri, doktoru ya da hastanelere yakın…)

Panik Bozuklukta Tedavi;

Tedavide temel ilkeler şunlardır:

  1. Panik atakları ortadan kaldırmak
  2. Sürekli atak yaşayacağım korkusu ile bunaltı, kaygı yaşamayı önlemek.
  3. Panik atak korkusuyla yapılmayan davranışların yapılır hale gelmesi ( tek başına yola çıkabilmek, kapalı mekanlara girebilmek, yalnız kalabilmek gibi… )
  4. Panikle birlikte görülebilen diğer bedensel ve psikolojik sorunları gidermek
  5. Zamanla paniği önemsemeyecek seviyeye gelmek
  6. Panikten dolayı bozulan aile, iş-sosyal yaşamın eskisi gibi normalleşmesi.
  7. Hiçbir panik belirtisi ve davranışı olmadığı halde tedaviye bir süre daha devam ettirmek.

Bu hastalarda hasta-hekim arasında çok iyi bir iletişim olmalıdır.

Tedavide ise kullanılan ana ilaçlar antidepresanlardır.

Hekimin yaptığı muayene sonucunda en uygun ilaç seçilir. Bir ilaç her hasta da aynı sonucu vermeyebilir. Seçilen ilaçların bir kısmı başlangıçta belirtileri arttırabilir, ağız kuruluğu, sıcaklık hissi, terleme, kilo artışı, kabızlık, cinsel problemler yapabilir. Ancak bu etkiler genellikle kalıcı değildir. Bir süre sonra azalabilirler.

Hekim önerisi dışında kesinlikle ilaç almamak gerekir.

Panik belirtileri düzelir düzelmez ilaçları azaltmak ya da kesmek düşünülmemeli, öncesinde takip eden hekime mutlaka danışılmalıdır.

İlaç tedavisi dışında bilişsel- davranışçı terapi’nin panikte iyi sonuç verdiği bilinmektedir. Burada kişinin bedensel belirtileri algılama ve onlara ” kötü anlamlar yükleme” olayı anlatılır. Düşünce, beden ve belirtilerin ilişkisi; belirtilerin düşünceyi nasıl etkilediği konuşulur. Yani önce hastalığın nasıl oluştuğu, belirtilerinin anlamının ne olduğu ve nelere yol açamayacağı anlatılır. Daha sonra kaçınma davranışları üzerine odaklanılır.

Sonuç olarak, panik bozukluk yaygınlığı ve işlevsellikte neden olduğu kayıplarla hem birey, hem toplum için önemli bir sağlık sorunudur ve ayrıntılı incelenmesi, erken tanınması ve tedavi edilmesi gerekmektedir.